AlicEdward Administrator
Kayıt tarihi : 28/01/09 Mesaj Sayısı : 90 Yaş : 30 Ruh Hali : Nerden : http://odevlerimiz.eniyiforum.org Rep Seviyesi : 76 Rep Puanı : 0 Sanal Hayvan :
Rep sistemi Başarı Puanı: (100000/100000) Seviye: (100000/100000) Güçlülük: (100000/100000)
| Konu: Karagöz Ve Hacivat Perş. Mayıs 14, 2009 7:23 pm | |
| Karagöz ve HacivatKaragöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkardır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır. Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Rivayete göre Hacivat ve Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ı şikayet eder. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır.
Karagöz Oyunun hiç şüphesiz başrol oyuncusu Karagöz’dür. Saf ve iyi niyetlidir. Okumamış bir halk adamıdır. Hacivat’ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamaz ya da anlamaz görünüp, onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacivat ile alay eder. Her işe burnunu sokar,her işe karışır, sokakta olmadığı zaman da evinin penceresinden uzanarak, ya da içerden seslenerek işe karışır. Dobra, zaman zaman patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlarda kalırsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz, geçim derdindedir . Başında ışkırlak adı verilen oynak bir şapka vardır. Ve Karagöz de böyle tanınır.Oyunda sadece Karagöz-Hacivat değil başka oyuncularda vardır.
Hacivat
Hacivat'ın asıl adının Hacı İvaz olduğu söylenir. Hacivat karakteri düzeni temsil eder. Nabza göre şerbet verir. Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Az biraz okumuş olduğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever. Perdeye gelen hemen hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz’ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar. Rol icabı değişik kıyafetler içinde Keçi Hacivat, Çıplak Hacivat, Kadın Hacivat, Kahya Hacivat gibi farklı tasvirleri vardır.
(Hacivat, dükkânın önündedir.) HACİVAT - Sevgili Karagöz'üm, gel içeri de mis gibi bir ıhlamur iç! Hah hah ha ha!... KARAGÖZ - Başka zaman Hacı Cavcav! Bahçede yarım kalmış bir işim var. HACİVAT - Hele biraz sohbet edelim de ben yarın gelip bahçe işine yardım ederim. Aman, hah hah!... KARAGÖZ - Sen kime gülüyorsun?... HACİVAT - Şuraya otur da anlatırım ha hah hah!... KARAGÖZ - Pataklarım ha, köftehor senin gülmeni seyretmem için mi beni dükkana oturttun? HACİVAT - Değil efendim, değil!... KARAGÖZ - Öyleyse ne oldu?... HACİVAT - Aman Karagöz'üm, ne olduğunu sen bana anlatacaksın! Hah hah hah!... KARAGÖZ - Bir şey olmadı ki!... HACİVAT - Olmaz mı efendim, sen güreşe çıkmışsın! KARAGÖZ - Bunda gülecek ne var? Güneşe de çıkarım, gölgeye de Hacı Cavcav!... HACİVAT - Allah iyiliğini versin, güneş değil, güreşe!... KARAGÖZ - Öyle söylesene!... HACİVAT - Hem de adamı bir güzel yenmişsin! Anlatsana bu iş nasıl oldu? KARAGÖZ - Nasıl olacak, arkadaşlarla parkta otururken güreşten konuşuyorduk... Tanımadığım biri bana "Karagöz Ağa, seni bir tutuşta yere vururum!" dedi. HACİVAT - Her halde eski güreşçilerden. Sonra?... KARAGÖZ - Sonrası... Beni tanıyanlar "Karagöz yener", kalanlar "Yenemez!" diye atışmaya başladılar. HACİVAT - Aman Karagöz'üm, "Hastayım!" falan diye söyleyip kabul etmeseydin. Adam bir yerini kırar. KARAGÖZ - Köftehor, benim bir şey söylememe fırsat bırakmadılar ki... Kendimi çayırın üstünde, adamın karşısında buldum. Ceketimi, ayakkabılarımı da çıkardılar. HACİVAT - Desene zoraki güreş başladı. Hemen çift dalsaydın! KARAGÖZ - Çiftlere dalıp kaçacağım ama ceket onlarda... HACİVAT - Yağlandınız mı yoksa? KARAGÖZ - Hay hay, ben motor yağı sürdüm, o da tereyağı... Birbirimizi yalamaya başladık. HACİVAT - Canım yani yağlı güreş mi yapıyorsunuz? KARAGÖZ - Hayır, ballı güreş yapıyoruz. HACİVAT - Neyse efendim, sonra?... KARAGÖZ - Sonra, adam beni çekerken ayağı kayıp yüzü koyun kapandı. Ben de üstüne düştüm. HACİVAT - Yaşa Karagöz'üm, önce sen puan aldın! KARAGÖZ - Önce ben soğan aldım, adam da gidip patates aldı. HACİVAT - Allah iyiliğini versin, güreşten anlamadığın nasıl belli oluyor. Hiç olmazsa paçaları kapsaydın! KARAGÖZ - Paçaları kaptım!... HACİVAT - Aferin, bırakma bırakma!... KARAGÖZ - Bırakmadım ama peşimden ciğerci koşup geldi. "Paçaların parasının vermedin!" deyip geri aldı. HACİVAT - Öyle paça değil... Güreşiyordun ya! Adamı hiç bohçalamadın mı? KARAGÖZ - Bohçalayıp eve götürdüm ama işi yaramaz diye hanım istemedi. Çöpe attım. HACİVAT - Anlaşıldı, adam seni yerden yere vurmuştur. KARAGÖZ - Hiç de değil... Bir ara üstüme çullandı da kaçmak için bir hamle yaptım. Adamı havaya kaldırmışım. HACİVAT - Aferin Karagöz'üm, vur yere! KARAGÖZ - Vuracağım ama adam havada kayboldu HACİVAT - Allah Allah, o nasıl oluyor? KARAGÖZ - Nasıl olacak, ağacın dalına takılmış... Ama yere düşünce üstüne bir çullandım. Kulağına başladım Karagöz oynatmaya... Adam gülmekten tuş oldu Hacı Cavcav! (Karagöz gider.)
(İki arkadaş yürüyorlar.) HACİVAT - Eeee, görüşmeyeli nasılsın Karagöz'üm? KARAGÖZ - Köftehor, hergün görüşüyoruz ya!... HACİVAT - Canım lafın gelişi öyle denir. Yani dünden beri nasılsın, neler yapıyorsun? KARAGÖZ - Bulduğum her işi yapıyorum. HACİVAT - Aferin, boş duranı kimse sevmez! Keşke okuma yazman da olsaydı hiç işsiz kalmazdın! KARAGÖZ - Boş kaldıkça çalışıyorum ya... HACİVAT - Çok iyi!... Neredesiniz?... KARAGÖZ - Bizim evdeyiz... HACİVAT - Canım öyle değil, yani çalışmanın neresindesiniz demek istiyorum? KARAGÖZ - Çalışmanın içindeyiz Hacı Cavcav! HACİVAT - Allah iyiliğini versin, sana nasıl anlatmalı? Ne çalışıyorsunuz? KARAGÖZ - Bilmiyor musun, ilkokul birinci sınıf kitaplarına çalışıyoruz. HACİVAT - Efendim, onu biliyorum! Haftalar evvel alfabeye başlamıştınız. Harfleri söktün mü? KARAGÖZ - Ben söktüm de hanım kaybolmasınlar diye tekrar yerlerine dikiyor. HACİVAT - Öyle değil, yani harfleri artık tanıyor musun? KARAGÖZ - Tabii tanıyorum da birbirimizi görünce selamlaşıyoruz. HACİVAT - Senin bugün yine tersliğin üstünde. KARAGÖZ - Köftehor, seni görünce tersim dönüyor. HACİVAT - Pekâlâ, heceliyor musun? KARAGÖZ - Hay hay, geceliyorum. HACİVAT - Değil efendim, yani yanyana gelen harflerin sesini verebiliyor musun? KARAGÖZ - Ben ses veriyorum, onlar da bir ağızdan şarkı söylüyorlar. HACİVAT - Sinirlenmemek için kendimi zor tutuyorum. Bana güzel cevaplar versen sana yardım edeceğim ama fırsat vermiyorsun ki... KARAGÖZ - Köftehor, yardım ettin de "Olmaz" mı dedim. HACİVAT - Pekâlâ, bizim alfabede kaç tane harf var? KARAGÖZ - Herkesin kendi alfabesi oluyorsa sizin alfabede kaç harf olduğunu ne bileyim. HACİVAT - Allah Allah!... Yani Türk alfabesinde kaç harf var biliyor musun? KARAGÖZ - Onu bilmeyecek ne var! HACİVAT - Aferin, söyle bakalım? KARAGÖZ - Önce sen söyle ki kendin biliyor musun göreyim! HACİVAT - Canım bilmesem ben okuyup yazabilir miyim! Tabii yirmi dokuz harf var Karagözüm! KARAGÖZ -Aferin, ben de öyle söyleyecektim Hacı Cavcav! HACİVAT - Neyse... İlk harfin adı nedir? KARAGÖZ - Köftehor aklımı karıştırma! Harflerin adı soyadı da mı oluyor? HACİVAT - Seni ders çalıştırırken oğlun nasıl sabrediyor, "İmdat" diye bağırmıyor, aferin çocuğa! KARAGÖZ - Oğlumu harflere karıştırmam! HACİVAT - Efendim ilk harfin adı aaaaa'dır. Neymiş?... KARAGÖZ - Aaaaaaadır!... HACİVAT - Aaaaadır değil, aaaaa!... KARAGÖZ - Hacı Cavcav, bu harfin adı bizim alfabede çok kısa idi ama senin ağzında lastik gibi uzadı. HACİVAT - Sen kısasını öğren yeter a... KARAGÖZ - Gördün mü, ben de sana öğretiyorum. HACİVAT - Pekâlâ, daha sonra hangi harfler gelir? KARAGÖZ - Bilmeyecek ne var, öteki harfler gelir. HACİVAT - Efendim, be, ce, çe, de.. KARAGÖZ - Hay hay, peçete gelir. yemek mi var?... HACİVAT - Hay peçete gözüne girsin! Kaç tane sesli harf olduğunu da bilmiyorsun değil mi? KARAGÖZ - Harflerin hepsi seslidir Hacı Cavcav! HACİVAT - Kim söyledi?... KARAGÖZ - Kimse söylemedi ama harfin sesi çıkmazsa onu nasıl okuruz? Sen beni kandırıyorsun! HACİVAT - Sen okuma yazma öğrenirsen, kediler de alfabeyi öğrenirler. (Hacivat, sonra Karagöz giderler.) | |
|